Batum milletvekillerinin de bulunduğu ilk TBMM. toplantısında kabul edilen Milli Misak (Milli And) içerisindeki Batum ve çevresi (yani Acara), Kars Antlaşması (Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan arasında 1921’de imzalanan sınır antlaşması) gereği özerktir ve özerkliği ülkemizin garantisi altındadır. Gerek bu nedenle gerekse kültürel yapısı itibariyle bu bölge halkının sosyolojik ve tarihi anlamda Türk kültürünün ve milletinin bir parçası olduğu, yaygın tabiriyle diasporamız olduğu açıktır. Daha önemlisi bölgede birçok Türk vatandaşının akrabası bulunmaktadır.

 Halihazırda bu halka yönelik kültürel bir baskı ve propagandanın olduğu, özellikle psikolojik ve sosyolojik baskıyla Hıristiyanlaştırma politikasının izlendiği, böylece açıkça özerkliğin fiilen yok edilmeye çalışıldığı bilinmektedir. Özellikle aynı kültürü paylaştığımız bu halk kesimi, kültürel özellikleri nedeniyle dışlanmakta, ekonomik olarak zor duruma düşmekte ve böylece istemeyerek de olsa, insanca yaşam için hâkim kültüre yönelmek zorunda bırakılmaktadır.

 Bu noktada ülkemizden, bu halkımıza gerek gönüllü kuruluşlar aracılığıyla gerekse resmi olarak bazı destekler (gıda yardımı, kültürel çalışmalar, dini kitap temini vs.) yapılmaktadır. Fakat bunlar önemli olsa da yetersizdir. Söz konusu halkın serbestçe ülkemizde çalışabilmesi, ekonomik olarak, dolayısıyla kültürel olarak ayakta durabilmeleri için çok önemlidir. Vizesiz geçiş bu yönüyle önemli katkılar sağlayacaktır. Ancak daha fazlası da imkân dâhilindedir.

 Burada akla ilk planda çifte vatandaşlık gelmektedir. Gürcistan merkezi yönetiminin çifte vatandaşlık yolunu açması, ülkemizin de çifte vatandaşlığa izin veriyor olması bakımından bu yol ciddi olarak düşünülebilir. Vatandaşlığa kabulde bu halkın, ülkemiz kültürüne olan yakınlığı önemli bir kriterdir. Ancak bu konuda, göç, iskan vb. yönlerden detaylı ve titiz bir değerlendirme yapılması gerekir.

 İkinci ve daha kolay, önemli imkan ise, çalışma kolaylığını sağlama, iş imkanı oluşturmadır. Özellikle bazı işler bakımından yabancılara yönelik sınırlamalar, bu noktada kaldırılabilir. Bunun gibi Acaristan’da veya Gürcistan’da yapılan ülkemiz kaynaklı projelerde ve işlerde Acaralılar desteklenmelidir.

 Ekonomik kolaylıkların ve desteğin yanı sıra, kültürel ve psikolojik destek açısından da bazı ilkeler benimsenebilir. Örneğin, iki ülke arasındaki ortak (resmi veya özel) faaliyetlerde, gerek ülkemizde gerçekleştirilecek etkinliklerde gerekse karşı taraftaki faaliyetlerde Acaralıların tercih edilmesi ya da Acaralıların ön planda olabileceği faaliyetlerin öne çıkarılması, Acaralılar açısından özel kotaların bulunması en basit ve temel eğilim, hassasiyet olmalıdır.

 Burada önerilen, olumsuz anlamda bir ayrımcılık olmayıp, Acaralılar lehine, pozitif yönde ayrımcılıktır, zor, eşit olmayan durumdakilere destek olmadır.    

 Bu konuda yapılabilecek başka hususları bu başlık altında paylaşabiliriz.