Kartvelist propagandanın en önemli özelliklerinden biri de derin bir Osmanlı (aslında Müslümanlık, dolaylı olarak da Türklük) düşmanlığı içermesidir. Çünkü biliniyor ki Gürcü kökenliler için Osmanlı çok önemlidir, onları bu ülke ve millet çatısı altında buluşturan, kaynaştıran ortak, şanlı bir tarihtir. Hatta Müslüman Gürcüler bakımından Osmanlı 500 yıllık bir tarihin başlangıcı, tarihin bizzat kendisidir (o nedenle propaganda da bunun öncesi kabile tarihi öne çıkarılmaya çalışılır. Ancak oradan da yollar kartvelliğe çıkmaz. Çünkü o dönemde, o bölgede birbirinden bağımsız, içinde Türk olanların da olduğu birçok kabile vardır). Özellikle Rus ve Kartvel (Hıristiyan Gürcü) zulmünden Anadolu’nun çeşitli yerlerine göç edenler (savaşta Osmanlı, yani ülkeleri için savaşanlar) açısından Osmanlının önemi daha büyüktür.

 Bu çerçevede kullanılan argümanlardan biri de Osmanlının Gürcüleri (Hıristiyanları) köle olarak alıp sattığıdır. Propagandanın tamamında olduğu gibi bu da büyük bir yalan, daha doğrusu tarihi gerçekleri propaganda için saptırmadır. Evet, o dönem itibariyle esir (savaşla ilgili bir husus olup, kölelikten kısmen farklıdır) ticareti olmuştur. Ancak bu sadece Osmanlı’da değil tüm dünyada (Afrika, Doğu Avrupa, Kafkasya) yaygın bir husustu ve Osmanlı’da olan fiiller sadece Gürcüler (Hıristiyanlar) için geçerli değildi. Örneğin Kafkasya bakımından Çerkezler, Abazalar açısından da bu vardı. Bunu yapanlar ise yine o bölgenin halkıydı veya ailelerin bizzat kendileri bunu gerçekleştiriyordu.  Osmanlının ise yoğun bir şekilde bunlarla mücadele ettiği aşağıdaki arşiv belgelerinden anlaşılıyor. Bunun engellenmesi için önleyici tedbirler alındığı gibi, bunun yapanların cezalandırıldığı da anlaşılmaktadır. Esir olarak getirilenlerin ise ailelerine, memleketlerine iade edildiği, Müslüman olanların veya Osmanlı vatandaşlığını kabul edenlerin ise, Devlet hizmetine alındığı anlaşılıyor. Nitekim bu şekilde Osmanlı vatandaşı olmuş, sadrazamlığa kadar yükselmiş birçok paşa bulunuyor.

 Günümüze geldiğimizde ise modern bazı köleler, esirler görüyoruz, fuhuş baskınlarında duyuyoruz. İnsanın bu durumda acaba bunları da mı Osmanlı yapıyor (!) diye sorası geliyor. Gürcistan ne yapıyor bu konuda, en fazla broşür dağıtarak, “Siz insansınız, mal değilsiniz, alınıp satılamazsınız onurunuzu koruyun” diyebiliyor. Kartvelist propagandaya ayrılan veya bunun için tüketilen bütçenin bir kısmının fakir halk için harcanması çok daha gerçekçi bir çözüm olacaktır.   

 Konuyla ilgili Osmanlı Arşiv Belgelerinin Özetleri