Ana sayfa

Kültür&Edebiyat

Düşünce&Yorum

Haber&Kritik

Linkler

Sizden Gelenler

Ziyaretçi Defteri

Müzik

Forum

Dosyalar

Video

Üyeler

English qarTuli

İletişim
Bugün : 1 Mayıs 2024   
 
 
Forumdaki Son cevaplar : Anayasalara Göre Türk Kavramı..(admin) Gürcü Kavramı..(-) Tarihi ve Sosyolojik Olarak Türk Kavramı..(-) Lozan Andlaşmasına Göre Azınlık ve Türk ..(admin) Yeni Osmanlıcılık ve Acaristan..(-) Cami-Kilise Onarım Anlaşması ve Kartvel ..(-) Sarı Gelin, Gürcü Kralının Kızı..(-) Artvinin Rus, İngiliz ve Kartvel İşgalin..(artvinli) E Harfi..(-) D Harfi..(-)
Giris Yapınız veya Hala üye değil misiniz ?
Kullanıcı Adı : Şifre : Hatırla :

      [ GAMARCOBA.COMForum ] [ Acaristan'daki Müslümanlar ] [ Üç Müslüman Köyün Hıristiyanlaştırılması ve Batum Müftüsü ile Röportaj ]           
aliarslan
[Yönetici]



MSN : Yazmamiş
Yaş : 48
Mesaj sayısı : 70
Giriş sayısı : 276

Üç müslüman köyünün hıristiyanlaştırılması ile ilgili habere eklediğim yorumu buraya aktarıyorum:

"Haberi ilk gördüğümde, çoğu insan gibi benim de gerçekten içim sızlamıştı. Çünkü bizden insanların yaşadığı bu topraklarda tamamen bilinçsizlik ve genel toplumsal baskı nedeniyle böyle bir değişim gerçekleşmişti. Bilinçsizliğin nedeni, yetmiş yıllık komünist yönetimin dini dışlayan yönetimidir. Baskının nedeni ise, merkezi Tiflis yönetiminin hıristiyanlık taraftarı yönetimi ve kilisenin etkin misyonerlik faaliyetleridir. Eleştirilecek husus ise, bunun merkezi yönetimce desteklenmesidir. Çünkü Acara dinsel ve toprak bütünlüğü yönünden özerktir ve bu özerklik Türkiye, Rusya ve Gürcistannın taraf olduğu uluslararası antlaşmayla (Moskova ve özellikle Kars Antlaşması) güvence altındadır. Acara bu iki konuda özerklik şartıyla Gürcistan yönetimine devredilmiştir. Bu şart nedeniyle Türkiye özerkliğin garantörü konumundadır. Merkezi yönetimin bu özerkliğe (dinsel ve toprak) özen göstermesi uluslararası hukukun gereğidir. Üç köyün din değiştirmesine başbakanın katılmış olması bu çerçevede düşündürücüdür. Özerkliğe dolaylı bir müdahale olarak değerlendirilebilir. Elbette bu buzdağının görünen yüzüdür. Bunun dışında da merkezi yönetim destekli birçok misyonerlik faaliyetinin olduğunu tahmin etmek zor değildir. Bu hususun ülkemiz tarafından, diplomatik yollarla merkezi yönetimin dikkatine getirilmesi, bu yönde politika geliştirilmesi şarttır."


--------------------
Ali Arslan
13.02.2006 3:41:52 PM
   
q

aliarslan
[Yönetici]



MSN : Yazmamiş
Yaş : 48
Mesaj sayısı : 70
Giriş sayısı : 276

Batum müftüsü ile yapılan röportaja gelince, öncelikle  ilk elden ve yetkili kişiden konunun teyit edilmesi nedeniyle röportajı alkışlıyorum. Ancak bazı eleştirileri de söylemek gerek. Bir defa röportajda objektif olarak olayı, durumu sorma yerine yönlendirici, yorum içeren, adeta belli cevapları almak isteyen sorulara yer verilmiş. Ve adeta müftüden bu haberin gerçek olmadığını teyit etmesi umulmuş. Röportaj başlığı olarak da müftünün yeni yönetimi her yönüyle desteklediği imajını veren bir ifade seçilmiş. Oysa müftü sakaaşvili darbesine sırf abaşidzenin kötü, baskıcı yönetiminden kurtulduğu için, kendi ifadesiyle demokrasi, özgürlük adına destek vermiştir. Yoksa yeni yönetimin dinsel motifli bayrağına veya hıristiyanlaştırma politikalarına destek olması söz konusu değildir.

Konuyla ilgili ilk soruda müftü çok güzel ve diplomatik bir cevap vermiştir. Bir defa üç köyün hıristiyanlaştırılması olayını doğrulamıştır. Ancak bunun bilinçli bir din değiştirme olmadığını, halkın inceleyerek, araştırarak bu dine geçmediğini, bu nedenle bir abartı veya olayın net yansımamasının olduğunu söylemiştir. Yani burada halkın toplu ve bilinçli bir değişiminin bulunmadığı, bilinçsiz,belki de ekonomik bazı vaatlerle bir değişimin gerçekleştiğini anlatmak istemiştir.

Röportajın diğer kısımlarını yorumlamaya devam edeceğim...


--------------------
Ali Arslan
13.02.2006 3:59:25 PM
   
qT
X

aliarslan
[Yönetici]



MSN : Yazmamiş
Yaş : 48
Mesaj sayısı : 70
Giriş sayısı : 276

Röportajı yorumlamaya devam ediyoruz.

Müftü, din değiştirmeye zorlama olayını; "İnsanlarımız iyi tanıdıkları bildikleri dinlerini değiştiriyorlarsa kendilerinin tercihi diye bakmalıyız. Bilinçsiz din değiştirmeyi kabul etmem yada hoş görmem mümkün değil" diyerek, birtakım psikolojik, ekonomik baskılarla, hiçbir dinsel bilinç olmadan gerçekleştirilen faaliyetleri kabul etmemektedir.

Psikolojik baskı, ortodoks hıristiyanlığın, hıristiyan olmanın üstün, modern bir değer olarak sunulması, Müslüman olmanın, Müslüman ismi taşımanın ikinci sınıf insan muamelesine tabi tutulması ve daha önemlisi "siz de geçmişte hıristiyandınız, bizlerle aynıydınız, Türkler (Osmanlılar) sizi zorla (bu zor tarihi çarpıtmalarla abartılır ve bu nedenle insanların kılıçtan geçirildiği, hatta komediye, kuyruklu bir yalana ulaştırılarak, çoruh nehrinin akıtılan kandan kırmızı aktığı! dahi ileri sürülür) Müslüman yaptı, o halde artık eski dininize dönün" gibi ucuz mantık oyunlarıyla genç ve bilinçsiz beyinler bulandırılmakta, bilinçsiz olmalarından yararlanılarak psikolojik baskı altına alınmaktadır. Hatırlayalım Rahip Temuras, hristiyanlaştırılan üç köy hakkında kendisine sorulan soruya ne diyordu: "Bu çok hassas bir konu. Onlar daha önce zaten müslüman değildi. Türkler müslüman yaptı" (TRT-1'de Komşu Ülke Gürcistan-1 Haberi).

Ekonomik baskıya gelince, aslında bu Müslüman olmanın ikinci sınıf sayılmasıyla, psikolojik baskıyla bağlantılı. Çünkü söylenenlere göre Müslümansanız, isminiz Müslümanlığı çağrıştırıyorsa ne kadar yetenekli olursanız olun hak ettiğiniz işe giremiyorsunuz, Türkiyede eğitim görmüş olsanız, Türkçeyi çok iyi konuşsanız bile Türkiye ayağı bulunan işlerde dahi tercih edilmiyorsunuz. Bu politikayı yürütenler kendi taraftarlarına kol kanat gererek, psikolojik baskıyla birlikte ekonomik baskıyla da din değiştirmeye zorluyorlar.    

Çok daha garip ve anlaşılmaz olanı ise zaman zaman bu tip söylemlerin ülkemizde de kullanılmaya çalışılmasıdır. Böylece Müslümanlıkla iç içe olan Türk kültürüyle ortak noktalar hedef seçilmekte, ırk öne çıkarılmakta (asimile ediliyoruz, bana şöyle davranıldı gibi yalanlarla olay ajite edilerek)  ve böylece ulusal kültürden yabancılaştırma, ırksal yaklaşımlara yöneltme hedeflenmektedir. Böylece çözümsüz, sonu olmayan yollara, sorunlara kapı açılmak istenmekte veya ya tutarsa misali bu kapı çalınmaktadır. Bunlar münferit ve belki de çoğu provokatif söylemler. Ancak yine de önemli ve rahatsız edici, düşündürücü.

Acaradaki ekonomik baskının bir uzantısı olarak ülkemizden oralarda yapılan bazı ekonomik yatırımlarda da ordaki akrabalar, aynı kültüre sahip insanlar yerine, yine bu politika yandaşları tercih edilmektedir ki bu da düşündürücüdür.  


--------------------
Ali Arslan
22.03.2006 11:31:22 AM
   
qT
X

dedebeg
[Yeni Üye]



MSN : Yazmamiş
Yaş : 42
Mesaj sayısı : 17
Giriş sayısı : 82

Kartvelci Dönmelerin Artvin'li dedelerimizin sık sık gittiği Batum'un niteliğini Arnavutluk benzeri operasyonla değiştirmeye kalkmalarını kabul edemeyiz.Batum'a gönderdikleri Müftü,papaz gibi konuşuyor..

Bu "deyyusluğun kökeni" Türk sersemdir teorisine dayanıyor.Batum Tiflis'in değil Artvin'in devamıdır.Gözümüz üstündedir...

 


--------------------
..
09.04.2007 4:37:53 AM
   
qT
X

[1]
     

Foruma Açılan son 5 konu
Açan
Forum istatistikleri
Gürcü Kavramı..
Tarihi ve Sosyolojik Olarak Türk Kavramı..
Lozan Andlaşmasına Göre Azınlık ve Türk ..
Anayasalara Göre Türk Kavramı..
Yeni Osmanlıcılık ve Acaristan..
admin
admin
admin
admin
artvinli
Forumdaki 7 Kategoride 19 Forum var , Bu forumlara açılan 63 Konuya 111 Cevap yazıldı..
Kimler Bağlı :  Bağlı üye yok..
İyiki Doğdun : armazi , cemix101 ,Nice yıllara..

2004 © Copyright GAMARCOBA.COM
< Teşekkür WeBCaKaLi.AspSitem 1.8 >