Yazar: Hayri POLAT
Global Yorum İnternet Dergisi / hpolat@globalyorum.com
Bugün 14 Kasım 2006 yani Ahıska Türklerinin Anavatanlarından sürgün edilişlerinin 62.yıldönümü. Tarihsel süreç içersinde gelinen aşamada Ahıska Türkleri, dağıldıkları/dağıtıldıkları tüm coğrafyada ve Türkiye’de siyasi, sosyal, kültürel vs. tüm faaliyetlerini kurdukları dernekler vasıtasıyla sürdürmekteler.
Bu dernekler Ahıska Türklerinin haklı mücadelesini sonuca erdirmede yardımcı unsurlar olarak görülmekte ve devlet birimleri tarafından ciddiye alınmaktadırlar. Ancak dernekler üzerinden gözlemleyebildiğimiz vahim manzara bizleri birey olarak tedirgin etmektedir.
Evet Türkiye, Ahıska bölgesinden sürgün edilmiş Ahıska Türklerin topraklarına dönmesini arzu etmektedir ama bu bölgeye dönüşü istenen Ahıska Türkleri aynı arzuyu taşımakta mıdırlar?
Bu soruyu yönelttiğimiz başta Ahıska dernek yöneticileri olmak üzere çoğunluğun, Gürcistan’a dönmek istemediği ortaya çıkıyor. Ahıska Türklerinin 1991’den sonra Ahıska yerine Türkiye ve Amerika’ya göç etmeyi tercih ettikleri gerçeği de göz önüne alındığında Ahıska bölgesine kimlerin sahip çıkacağı sorusu bu çerçevede büyük anlam taşımaktadır.
Burada Ahıska Türklerinin nihai olarak neyi arzuladığı ve tercihlerini nasıl yaptıkları hususunda ciddi tereddütlerin bulunduğu anlaşılmaktadır. Her sene Kasım ayında Ahıska Türklerinin anavatanlarından sürgün edilişleri birçok yerde yazılıp çizilmesine karşın, bu insanların o topraklara gerçekten dönüp dönmeyeceği meselesi hala anlaşılabilmiş değildir.
Sovyetler Birliği döneminde ana yurtlarına dönmeleri yasaklanmış olan Ahıska Türklerinin, 1991 yılında SSCB’nin dağılışının ardından anayurtlarına akın etmeleri ve bu vatan toprağı üzerine yerleşmeleri beklenirdi. Ancak böyle bir göç ne yazık ki gerçekleşmedi. Kayda değer bulunmayan bazı münferit yerleşmeler dışında ciddi anlamda bölgeye bir göç yaşanmadı. Bunun yerine birçok insan Türkiye’ye gelerek daha “iyi şartlarda” yaşamayı bir gün birilerinin kendilerini vatanlarına götürmelerini beklemeyi uygun buldu.
Ahıska Türklerini temsil edenler ise konuya hala hukuki bir problem olarak bakmakta ve tuhaf bir iyimserlikle anavatanlarının geleceğini başka halkların ve ülkelerin ellerine bırakmakta bir sakınca görmüyormuş gibi davranmaktadırlar. Halbuki, kültürel/folklorik çalışmaların yürütüldüğü kurumlar halini almış Ahıska Derneklerinin artık bir dava halini almış Ahıska’ya dönüş konusunda sonuca ulaşıncaya kadar çalışmalar yürütmesi beklenmelidir. Zira Ahıska meselesi milli bir davadır ve öncelikle Ahıska Türklerinin bu hususu tüm benlikleriyle kavramaları gerekmektedir.
Ahıska davasına gönül vermiş tüm Ahıska Türklerine sevgi ve saygılarımla.