Ana sayfa

Kültür&Edebiyat

Düşünce&Yorum

Haber&Kritik

Linkler

Sizden Gelenler

Ziyaretçi Defteri

Müzik

Forum

Dosyalar

Video

Üyeler

English qarTuli

İletişim
Bugün : 6 Mayıs 2024   
 
 
Forumdaki Son cevaplar : Anayasalara Göre Türk Kavramı..(admin) Gürcü Kavramı..(-) Tarihi ve Sosyolojik Olarak Türk Kavramı..(-) Lozan Andlaşmasına Göre Azınlık ve Türk ..(admin) Yeni Osmanlıcılık ve Acaristan..(-) Cami-Kilise Onarım Anlaşması ve Kartvel ..(-) Sarı Gelin, Gürcü Kralının Kızı..(-) Artvinin Rus, İngiliz ve Kartvel İşgalin..(artvinli) E Harfi..(-) D Harfi..(-)
Giris Yapınız veya Hala üye değil misiniz ?
Menü
Gamarcoba.Com
    Hakkımızda

Kültür&Edebiyat
    Hikaye-Masal
    Fabl
    Mani-Tekerleme
    Dinsel Materyaller
    Yemek Tarifleri
    Diğer Materyaller
    Acarca (Açh'aruli)

Düşünce&Yorum
    Site Yazarları
    Konuk Yazarlar
    Alıntı Yazılar
    Kaynak Yazılar
    Kitap-Dergi

Haber&Kritik
    Yurttan Haberler
    Gürcistan Haberleri
    Acaristan Haberleri

Linkler
    Türkçe Siteler
    İngilizce Siteler

Görüşleriniz
    Sizden Gelenler
    Ziyaretçi Defteri

Müzik
    Enstrümantal
    Karadeniz-Artvin
    Gürcüce
    Gürcüce İlahi

Forum
    Tartışmalar

Diğer Diller
    English
    qarTuli



İstatistikler

(Doğum Günü)

ahmet61
veteriner16
mikelet
Nice yıllara..


(Üyelik Sistemi)

Son üyemiz : gurcuu
Bugün : 0
Dün : 0
Onay bekleyen : 0
Toplam üye : 1182

(Kimler Bağlı)

 Bağlı üye yok..

(Sitede aktif)

Üye : 0
Misafir : 4
Toplam : 4

(Bilgileriniz)

Port : 61985
Ip No : 3.144.202.167
Sistem : ClaudeBot/1.0
Tarayıcınız : compatible
Bugün :
Saat :

(Site sayacı)

» Tekil Sayaç
Tekil : 565
Çoğul : 565
Toplam : 1130
» Çoğul Sayaç
Bugün : 3895586
Dün : 3936800
Genel : 7832018

» Kartveller ve “Müslüman Kartveller”
 

Son 10-15 yıl öncesine kadar yerel konuşmalarda, yeri geldiğinde, sadece “Çveneburi har?”, “Çveneburi itsi?” veya “Gurci har?”, “Gurcice itsi?” ya da “Acareli, Acarlebi” şeklinde hitap şekilleri duyulurken, yakın zamanda bazılarından “Kartveli har?” “Kartuli itsi”, “Kartvelebi” sözlerini duymaya başlarsınız. Sınırların açılmasıyla kurulan “Rus pazarları”nda gürcüce konuşanlarla aynı dille karşılık verdiğinizde size garip bir şekilde sorarlar, “Kartveli har?”, siz de Gürcüce konuştuğunuz halde böyle bir soru sorulmasına anlam veremez, sonra herhalde dille ilgili bir şey diyerek evet (hov) diye geçiştirirsiniz. Sonra bunu merak eder, olayı anlatarak tarihe şahitlik etmiş bilgelere, yaşlılarınıza sorarsınız, bu “Kartveli” ne demek, biz niye duymadık daha önce diye. Sorunuza tatlı-sert tepkiyle karışık; “yanlış cevap vermişsin, Kartveli, Hıristiyan (gavur) demek” diye şaşırtıcı bir cevap alırsınız. Sonra önemsemez, geçersiniz. Daha sonra bazı yayınlarda da bunu görmeye, Kartvelim diyenleri duymaya başlar merak edersiniz, nedir bunun aslı diye. Hatta, size yaşlılarınızın yanıldığı, (Gürcistan’da konuşulan) Gürcücede Gürcüye Kartvel dendiği, dolayısıyla Gürcü ile Kartvelin aynı olduğu söylenir. Bir an dil bilginizden şüpheye düşerek inanır gibi yaparsınız, ama hala içinizde bir merak vardır, yahu biz de Gürcüce konuşuyoruz, niye Kartvel demiyoruz, niye Çveneburi, Gurci veya Acareli diyoruz diye düşünürsünüz. Sonra internet sayesinde başka yayınlara ulaşırsınız, Kartvelinin dini (Hıristiyanlık) bir terim olduğunu, ondan ayrı olarak bu coğrafyada Kartli, Kolha, Megrel, Laz, Svan, İskit, Kıpçak, Mesh, Acar vs. gibi birçok kabilenin, boyların, halkların yaşadığını öğrenirsiniz. Kartli boyunun Hıristiyanlığı kabulüyle, bunların etkisiyle, Kartvelliğin doğduğunu ve bunun altında yeni bir ulusun, birlikteliğin oluştuğunu, bunun Kartvelleşme olarak adlandırıldığını ve böylece hepsinin Kartvel sayıldığını anlarsınız. Bu coğrafyadaki halkların, etnik kökenden, ırktan çok, dil, bölge ve din birlikteliği ile adlandırıldığını öğrenirsiniz. Bunun günümüzde de Hıristiyanlığı benimseyen Gürcistan devletince biraz değişik şekliyle resmi tarih, ulus tezi olarak öğretildiğini, Türkçe’ye çevrilen tarih ders kitaplarında görürsünüz. Bu noktada son ve tamamlayıcı din İslam’ı benimseyen Müslüman Gürcülerin niçin Kartvel demediğini daha iyi anlamaya başlarsınız. Sonuçta son yıllarda birçok kavram kargaşasının yaşandığını veya oluşturulduğunu, daha araştırılacak çok şeyin bulunduğunu fark edersiniz.

 Bu tarihi geçmişten sonra nerden çıktı bu karmaşa diye düşünür, daha önce Çveneburi, Acareli, Gurci olup da sonradan Kartvelleşenlere, yani “Müslüman Kartveller”e dikkat kesilirsiniz. “Müslüman Kartveller” bir mizah ürünü olmaktan başka, çelişkiler, yalanlar, yanlışlar zinciridir. Gelin daha fazla kafamız karışmadan, bu zincirin halkalarına kısaca bir göz atalım;

 “Müslüman Kartveller”, atalarının niçin bu topraklara göç ettiklerini, niye kendilerine Çveneburi dediklerini düşünmeden, son 500 yıllık tarihlerini bir kenara bırakıp, ondan önceki kabile tarihine merak sararlar. Bunun için var güçleriyle çalışıp çeviriler yapar, onları kutsal kitap kabul edip inanırlar. Oradaki resmi ideolojiyi, Hıristiyanlık kökenli ve bağlantılı Kartvel ütopyasını benimser (dini kavram olduğunu bilerek veya bilmeyerek, bunu önemseyerek veya önemsemeyerek), yani Kartvelleşir (ama söylediklerine göre Müslümanlığı da bırakmazlar, böylece bir mizah ürünü olarak “Müslüman Kartvelleri” üretirler) ve gözleri başka bir şeyi görmemeye başlar. Kabile tarihinde kalırlar, daha sonra oluşan ve dedelerinin ait olduğu modern halkları, toplumları yok saymaya yeltenirler, hatta onların Müslümanlaşarak bin bir güçlükle oluşan Kartvel ulusunu böldüklerine inanırlar. Tabi ki burada bir numaralı hedef, dedelerine İslam’ı ulaştıran Osmanlılardır, Türklerdir. Ondan önce kısmen de olsa Araplardır, Farslılardır. Son 500 yıl adeta hiç yaşanmamıştır onlar için. Çünkü çevirdikleri ve adeta kutsal kitap saydıkları metinlerde ya bu kısımlar kısaca anlatılmaktadır ya da bilimsel tarih bilgisinden uzak kin ve nefret dolu yalanlarla doludur. Onu da çevirmeye cesaret edemezler.

 Müslüman olan Acarlara, dedeleri (dolayısıyla kendileri) de Acar olmalarına, oradan göç etmelerine rağmen acayip ifrit olurlar. Acar diye bir halk yoktur, herkes Kartveldir diye bağırarak böyle bir halkın olmadığını kabul ettireceklerini sanırlar. Ama Kartvel kitap çevirilerinde dahi ve hatta 1926 Sovyet nüfus sayımında bile Acarlardan söz edildiğini es geçerler. Çelişki içinde hem yayınlarında Acarın, (bu arada çveneburinin) Müslüman gürcülere dendiğini söylerler, hem de Gürcüyle aynı anlamda kabul ettikleri Kartvelin Hıristiyanlıkla doğduğunu övünerek anlatırlar. Acaranın Müslümanlığı dolayısıyla özerkliğine, ayrı bir cumhuriyet olmasına da acayip kıl olurlar, onu ur olarak nitelendirirler. Türkçe’de –istan ın bir devleti ifade etmesinden olsa gerek, Acaristan lafını duyunca tüyleri iyice diken diken olur. Çünkü onlara göre herkes Kartveldir, her yer Sakartvelo’dur! Neymiş Acaranın ayrı gayri olması, bu bölücülük, iç işlerine karışma, hele Türkiye nasıl garantör olurmuş, Kars Antlaşması da neymiş derler. Ama Acaranın özerkliğinin, yani onlara göre ‘ur’un temelinde aslında dedelerinin Müslüman olmasının yattığını unuturlar. Kendileri Müslüman bir ülkeye göç ederken, bunun kalanlara hiç olmazsa bir kalkan olduğunu düşünmezler. Kartvellerin, orayı Hıristiyanlaştırmasına yani Kartvelleştirmesine ses çıkarmazlar, hatta Hıristiyan ülke canım, kendi ülkesi istediğini yapar diyerek, Kartvelden çok Kartvelleri savunurlar, ne de olsa bunlar “Müslüman Kartveller”, fazladan bir iman gücü var! Oysa Kartvel devlet başkanı dahi, bunun için önce yahu şu özerkliği nasıl geçersiz kılarım derdindedir. Üç Macahel köyünün Kartvelleştirilmesine taraflı-tarafsız herkes üzülür, tepki verirken, kendileri bunu, Kartvelleştirme savaşında bir açık olarak görürler ve hemen bunu kapamanın yollarını ararlar. Kartvellerin nezle olmasını dahi haber yaparken, bunu görmezden gelirler, görenleri suçlar, aşağılarlar. O da yetmez gidip ordaki müftüden bunu yalanlayıcı beyanat almaya çalışırlar. O da yetmez, dikkati başka üç Macahel’e çevirirler, Macahel deresi derler, ama orada akrabalarının papaz efendi tarafından başlarının suya batırılışını söylemezler, top derler, bu insanların yakın geçmişte Ruslara ve Kartvellere karşı toplu-tüfekli mücadelesini belirtmezler, şarkı derler, bundan Kartvelliğe pay çıkarırlar, insanları patriklere, kiliselere malzeme yaparlar.      

 Kültür elden gidiyor, asimile oluyoruz (veya suçlamak için asimile ediyorlar) diyerek kültürel yayın yaptıklarını söylerler, yayınlarında Çveneburi-Müslüman kültürden yeller eser, bol bol Kilise planları, kabile tarihleri, dedelerin nasıl zorla Müslümanlaştırıldıklarını vs. yazarlar. Amacın kültür falan, hele bu ülkedeki Müslüman kültür olmadığını fark etmeniz uzun sürmez, nihayet amacın aslında Kartvelleştirme olduğunu anlar, kültür derken bunu kastettiklerini görür, o zaman ancak bu “kültürel yayınlara” bir anlam vermeye başlarsınız. Hatta bırakalım artık bu Çveneburi saçmalığını, Kartvelleşelim diye de çekinmeden nara atarlar.  

 Kartvellerle birlikte veya onların istediği gibi önce gürcü köylerini araştırırlar. Ama aslında araştırılan kartvellik izleridir, eski kiliselerdir, sular altında kalacak medeniyettir, maryobadır, kendi deyimleriyle eski kilise korosu şarkılarıdır, güya tarihi topraklardır. Yer isimlerinin değiştirilmesine isyan ederler, eski isimleri kullanırlar. Onla da yetinmezler. Bir de bunlara –i eklerler. Türkçe’ye yerleşsin yerleşmesin, Türkçe yazım olsun olmasın fark etmez, her yerde bu –i yi kullanırlar. Batum-i derler, Macahel-i derler, sınır tanımazlar Tiflis yazmaktan da vazgeçerler, Tbilisi yazarlar, Gürcistan yerine Gürcüstan yazarlar. Onlara sorsanız doğrusu budur, herkes derin bir gaflet ve dalalet içindedir. Batum-i, Macahel-i derler, Gürcücede bile zaman zaman düşebilen –i ekini kelimenin parçası sayarlar, ama sonra, Batum-eli, Macah-leli yazacaklarına (doğrusu bu ya!) Batumi-li, Macaheli-li gibi komediye geçerler. Olsun, ne önemi var, -i girsin de. Yoksa sonra kartvellik izlerini araştırmada zorluk oluyor! Maazallah biri bu –i olmazsa o kelimeyi Türkçeleştirebilir! Bu kadar Gürcüceye önem verir gözükürler, ama mesele Gürcistan-Gürcüstan’a gelince birden Türkçeci kesilirler, Gürcü, Gürcüce o halde Gürcüstan derler, hatta Türkçe katlediliyor, nerde bu Devlet, Türk Dil Kurumu diye de nara atarlar, ta eski Türkçeye kadar giderler! Ama nedense Gürcücede “ü”nün olmadığını, Gürcüce konuşanların bunu söyleyemeyeceklerini, onların Gurci, Gurcice, Gurcistani diyebileceklerini, samimiyseler bunu savunmaları gerektiğini yine es geçerler. Kendilerini masabaşında avutup dururlar, kendileri çalıp kendileri oynarlar.

 Kartvelleşmeyen, Kartvelleştirilemeyen, dedelerinin izinden gidenlerin açtıkları sitelere de ifrittirler. Çünkü bunları, aynen dedeleri gibi Kartvelliği bölenler olarak görürler. Yapmadıkları hakaret, tehdit, atmadıkları iftira bırakmazlar. Müslüman dedelerine Kartvellerin Tatar dedikleri gibi, bunlara da Kıpçak demeye başlarlar. Aynen Acareli dedelerini yok saydıkları gibi, o bölgede yaşayan Kıpçakların, Ahıskalıların da olmadığını söylerler. Aslında doğru söylerler, çünkü onlara göre Kafkasyanın hepsi Kartvel ve ordaki dillerin hepsi de Kartvelian dil ailesi! Buna cevap olarak yazı yazanlardan, Kıpçakların, Ahıskalıların, Acarların Kartvel olmadığını yazanları, Kartvelliğin nerden geldiğini aydınlatanları faşist, turanist diye suçlarlar, ama Lazların Kartvel olmadığını, Kartvelliğin bir resmi ideoloji olduğunu, özetle aynı şeyleri söyleyenlere daha ne yafta bulacaklarını düşünmemişlerdir, en fazla dengesiz derler. İnsanları da Kartvelliği=Gürcülük olarak çevirdiklerinden ve benimsediklerinden, bakın bu sizin gürcü olmadığınızı söylüyor diye kışkırtırlar, bunu yayınlayan sitelere de Gürcü düşmanı (aslında Kartvel düşmanı) derler, bir anlamda doğru söylerler. Bazılarının ise daha derin, Kızıl Acaristan Salnamesini açıkladığı için bu yazarlara özel düşmanlığının olduğunu, gvarilerden anlarsınız. Bazen bu yazılara, bilimsel tarihi belgelere kendileri cevap veremez, hemen asıl Kartvellere koşarlar, yarım yamalak Türkçeyle yazılan güya cevaplarını yayınlarlar. Dedelerinin yolunda en büyük hizmeti yapanlardan Muslim Georgiaya ise, kendi dedelerinin kemiklerini sızlatacak olmadık şeyler söylerler. Ordaki Müslümanların tekrar dinlerini öğrenmelerinden rahatsız olurlar, bunu Kartvelleştirme önündeki büyük bir engel olarak görürler. Kontrolleri dışında yeni açılan, dolayısıyla henüz Kartvelleşmemiş sitelere de el atarlar. Yaptıkları yazım yanlışlarını, abi, tarih ve dil uzmanı olarak hemen düzelttirirler, Kartvel tarih yalanlarını içeren yazıları ellerine verirler, bunları çürüten Kartvel=Gürcü “düşmanı” sitelere karşı kışkırtırlar, kafalarını, sitelerini allak bullak ederler.

 Gürcülerin, Kafkas halklarının aynı kökten geldiğini gösteren tarihi-dini açıklamalar da çok şaşırtır onları. Hele Türklerle akraba olabileceklerine iyice şaşırırlar, belki de Kartvelizme aykırı olduğu için kızarlar, Hz. Nuh da nerden çıktı derler, bunlar nasıl karışır diye itiraz ederler. Ama kutsal çevirilerinde de Kartvellerin Hz. Nuh’a, oğlu Yafes veya Yafet’e ya da Kartlosa dayanan açıklamalar olduğunu unuturlar. O kadar farklı halkın karışıp, Kartvel ulusunu oluşturduğunu, Kartvelileştiğini yazarlar, ama buradaki karışmayı garipserler.

 Hem görünüşte din önemli değil, neye taparsan tap derler, ama dini kavram Kartvelliği bile bile dayatırlar. Müslüman dedelerinin isimlerini, ana-babalarının koyduğu isimleri dahi beğenmezler, has Kartvel olmak için kendilerine Kartvel isimler seçerler. Acarada zorla yapılanı burada isteyerek yaparlar, örnek olup teşvik ederler.

 Özetle adeta bir Kartvel, Sakartvelo gibi (sevdikleri tabirle diaspora gibi) yaşamaya, yaşatmaya çalışırlar. Dedelerinin göç ettiklerini, nedenini unuttukları gibi, halen farklı ülkede yaşadıklarını, bu ülke vatandaşı olduklarını da unuturlar zaman zaman…

 Ama emin olun ki içleri, vicdanları bir türlü rahat değildir. Hala son 500 yıllık tarihten, kavramlardan, dedelerinden, ninelerinden kurtulamamışlardır. Türkiye “yolsuzluklar”, Sakartvelo “rüyalar” ülkesi diye çırpınsalar da “yolsuzluklar” ülkesinden kalkıp “rüyalar” ülkesine göç etmeyi düşünmezler. Çünkü bunun gerçekten bir rüya, ütopya olduğunu kısa sürede uyanarak görürler veya biri çimdik atıp onları uyandırır.


 Yazan : aliarslan | Okunma : 3625 | Yorum ( 0 )

Üyelik
Kullanıcı Adı :
 
Şifre :
 
Hatırla :
 

 


 Yeni Kayıt !
   Şifremi Unuttum !


 
    Ali Arslan

Kartvelliğin Hıristiyanlıkla İlişkisi


    Deniz Mirza  

Neden Gamarcoba?




Yeni 5 yazı
Müslüman Türk Ülkesi Acaristan
Gürcüler, Zanlar ve Svanlar
Legal Status of Religious Confessions in Georgia
Was Turkey preparing to occupy Adjara?
The Great Game: Turkey and Russia in the Caucasus

Hit 5 dosya
Gürcüce (Kartça)-Türkçe Sözlük
Hz. İsa ve Efraim-Yol Arkadaşı (Gürcüce Çizgi Film)
Çağrı Filmi (Gürcüce)-1
İngilizce - Gürcüce (Kartça) Sözlük
Ömer Muhtar Filmi (Gürcüce)-1

Kayan Yazı
* Blavi katsi kal dakeps (Aptal adam, karısını över)

* Leke iav da tsotshali iav (Korkak ol da hayatta kal)

* Miçvevli cirits kaya (Alışılmış maraz da iyidir)

* Sahlşi gazdil hobos har ar vetvit (Evde büyümüş danaya tosun demeyiz)

* Tav dağebuli, kud gağriyelebuli (Başı eğik, kuyruğu dik)


Mini Player

[ Yeni pencere aç ]


Ana Sayfa
Haberler
Dosyalar
Yazılar
Flashlar
Resimler
MP3
Videolar
Linkler
Sohbet
Z. Defteri

2004 © Copyright GAMARCOBA.COM
< Teşekkür WeBCaKaLi.AspSitem 1.8 >